hacı biber yaklaşık 20 gündür ankaradaydı ve ne var ne yok hepsini sizlerle paylaşmaya karar verdi.
Ankara memur şehri derler fakat ortada ne memur var ne de şehir. sokakta yürürken yürümekten aciz insanlarla bomboş caddelerde çarpışırken ben nereye geldim diye düşünebiliyorsunuz.
her an heryerde trafik kazası ve kavgaya şahit olmak gayet normal.
sanırım ankara ikiye ayrılıyor bu konuda.
gittiğimiz kimi yerlerde çiçekle çikolatayla ağırlanırken, kimi yerde bok gibi bir surat ve tavırla karşılaşabiliyoruz.
tabi bu ankaranın biraz da göç alması ile alakalı.
sokaklarda hayvan görmek isterseniz malesef yok denecek kadar az.
kuş bile gördüğümde ne kadar sevindiğimi bir ben bilirim.
sabahları otel odamın camına konan çiftleşme maksatlı kuşları saymıyorum.
esnafın işi gücü kalmamış köpek şişlemekle meşgul. kimisi de kedi kovalamakla.
eee hakkını yemeyelim ankaranın.
koskoca memurlar şehri.
giydikleri takım elbiseye sokak köpeklerinin sürtünmesini istemezler herhalde.
bu nedenle kökten çözüm bulunmuş ve köpekler küpelenmek yerine itlaf edilmiş.
hayır yapmadık desinler, buna kim inanır..
kadir inanır.
